Efsaneler bir yana, zeytin ağacının anavatanının neresi olduğuna dair bilim dünyası kesin bir şey söylemiyor. Bu konuda çeşitli varsayımlar var. Bilim dünyasında en çok kabul gören varsayım, zeytin ağacının anavatanının Ön Asya olduğu ve yabani zeytin ağacı ilk kez yaklaşık bu coğrafyada MÖ 5 bin yıllarında ehlileştirildiği doğrultusunda.
Yine MÖ 5 bin yıllarında İtalya'da zeytinin besin maddesi olarak kullanıldığını gösteren buluntular da, varsayımların İtalya üzerinde yoğunlaşmasına yol açıyor.
Kimi araştırmalar ise zeytinin tarihinin ilk olarak Yunanistan’da 4000 yıl öncesine kadar uzandığını göstermektedir. Ancak bilim dünyasında son zamanlarda kabul görmeye başlayan başka bir varsayıma göre, zeytin ağacının anavatanı Kuzey Afrika.
Mısır’da ise ilk olarak MÖ 1600’lü yıllarda Mısır uygarlığı tarafından Nil deltasında ekilmeye başlandığı bilinmektedir ve Sakkara piramitlerinin duvarlarındaki zeytinyağı üretimine ait figürler de bunun göstergesidir.
Mitolojik öykülerde zeytin ağacından fazlaca bahsedilmektedir. İlyada destanında şair Homeros zeytin ağacının ölümsüzlüğünü şöyle vurgular; “Ben herkese aitim ve kimseye ait değilim, sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım”.
Zeytin kutsallığın, bolluğun, bereketin, barışın sembolüdür. Semavi dinlerin üç kutsal kitabında zeytin ağacından övgü ile bahsedilir ,kutsal ve doğruluğun simgesi olduğu söylenir. Hiçbir ağaç insanlık tarihinde zeytin ağacı kadar kutsal kabul edilmemiştir.
Antik Yunanda zeytin ağaçları kanunlar ile korunmuştur. Zeytin ağacına zarar veren ve kesenler mahkemelerce yargılanmıştır. Bu ölmez ağacı meyvesinden çıkan sıvının, altın sıvı olarak anlatıldığı görülür.
Bu altın sıvı, günümüzde sağlıklı olarak kullandığımız zeytinyağıdır. Antik dönemin olimpiyat oyunlarında başarı kazanan sporcuların, zeytin ağacının dallarından yapılmış taçlarla ve zeytinlerden sıkılan yağların konulduğu amfora ile ödüllendirildiği söylenir.
Efsanelerde de Zeytin ağacından sıklıkla bahsedilmektedir;
Nuh Tufanında: Hz. Nuh, tufan sonrası suların çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini tekrar salar. Güvercin, ağzında yeni koparılmış zeytin yaprağıyla gelir. O zaman Nuh, suların yeryüzünden çekildiğini anlar. Ağzında zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bu güne, ümidin ve barışın simgesi olur. Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün simgesi kabul edilir.
Eski Ahit'e göre zeytin, refahın ve bolluğun sembolüdür.